16 Mart 2012 Cuma

Dizilerde Söylenme Ve Seyretme Sorunsalı

Aslında başladığı işi bitirmek pekte toplumumuzun karakteristik özelliklerinden sayılmasa da sanırım başladığı diziyi bitirmek rahatlıkla sayılabilir. Pek çoklarımız uzun soluklu diziler için sıklıkla kullandığımız "aman hiç bir şey olmuyor ",  "çok uzattılar canım"," valla bırakıcam bu diziyi"," aman hep kasvet, hep kasvet" gibi ifadelere rağmen her hafta dizilerimize yeni bir şans daha veririz. 
Diziler de tıpkı diğer ticari ürünler gibi varlıklarını ancak taleple sürdürebilirler. Ve yine tıpkı diğer ürünler gibi sadece onlara ayrılan zaman dilimi içinde bile onlarca rakipleri ile mücadele ederler. Dikkat ettiyseniz bu hakkında sürekli şikayet edilen uzun soluklu diziler her sezon karşısına çıkan üç beş yeni rakibini rahatlıkla harcarlar. 
Gelmek istediğim nokta şu ki pek çok hatırı sayılır firma, ciddi maliyetlerle yürüttüğü müşteri sadakatını arttırmaya yönelik çalışmalara rağmen maalesef benzeri bir hoşgörüyü yakalayamaz. Aynı durum sinema sektörü içinde geçerlidir. Değil kişilerin kendi memnuniyetsizliği sadece olumsuz bir yorum bile kişileri filmi seyretmekten alıkoyabilir.
Peki bir ticari ürün olarak değerlendirildiğinde dizilere bu kadar yüksek sadakat avantajını sağlayan nedir? Benim aklıma ilk olarak zamanımızın paramızdan daha değersiz olması alternatifi geliyor. Bir başka alternatif de sıklıkla üzerinde durduğum hedef kitle ile yaratılan bir yakınlık duygusu olabilir. Ata sözlerimizi gözden geçirdiğimdeyse "bitmemiş diziden ümit kesilmez" gibi bir yakıştırma aklıma geliyor.İşin şakası bir yana aslında diziler düşük müşteri memnuniyetiyle büyük müşteri sadakatine sahip olma mucizesini gerçekleştirebiliyorlar. İşin sırrını yakalayabilirsek belki sadece bir kez şans verilen hatta seneler sonra bir hatayla defterlerden silinen yüzlerce ürüne yardımcı olabiliriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder